Geçmişi kontrol eden, geleceği kontrol eder. Şimdiki zamanı kontrol eden, geçmişi kontrol
eder, diyordu Partinin sloganı.
İster sayıklama anında söylenen bir söz ister bilinçli bir şekilde dile getirilmiş bir itiraz olsun,
bastırılamayacak isyan yoktur. Tekdüzelik, yalnızlık ve koşulsuz itaat üzerine kurulu, tıkır
tıkır işleyen bir düzen söz konusudur Okyanusya'da. Mükemmel bir itaat aracı haline getirilen
dil her şeyden önce gelir; geçmiş değiştirilebilir, her hakikat, ülkenin yöneticisi Büyük
Birader'in istediği gibi şekillenebilir. Ete kemiğe bürünmüş halini hiç görmediğiniz, sadece
bir resimden ibaret olsa da her yerde karşınıza çıkan Büyük Birader her an sizi izlemektedir.
Hakikat Bakanlığının Kayıt Biriminde çalışan Winston Smith, her türlü riski göze alarak
hakikatin peşinden gitmeye niyetlidir; ancak emin adımlarla ilerlediğini sandığı bu yolda,
adımlarının nelere mal olacağından habersizdir.
George Orwell'in dehasının doruk noktasına ulaştığı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, modern
distopik romanların dünya genelindeki en önemli örneklerinden olmakla birlikte, bu tür için
eşsiz bir esin kaynağı haline gelmiştir.