Altın Kâse bireysel tutkunun, düşüncelerin ve bir amacın zarif salınımlarını
hissettiren neredeyse 'eylemsiz' bir roman. Bir zamanlar var olan altından bir
hava, altından mekânlar, altından bir dünya. Böylesi bir saltanat söylencesi
James'in karakterlerini hem kendisi hem de birbirleri için öyle ilgiye değer
kılıyor ki onun her şey ve herhangi bir şeyle ilgili gözlemlerinin şiddeti,
okurunu soluksuz bırakıyor. Hakiki altın, elinizle kavrayıp tutabildiğiniz altın,
bu romandaki aşk hayalinin özünü oluşturuyor. Taklit olan, yaldızlı ve çatlağı
gizlenmiş kristal, gerçeğiyle asla yarışamaz. Bu kitap, insanı kendinin
ötesine taşıyacak şekilde heyecanlandıran bir saltanat imgelemidir. -Alfred
Kazin