O gittiğinde her şey değişmişti. Üstüne üstlük külleri de çalınmıştı.
Melody, intikam ateşiyle yanıp tutuşuyor, bir yandan da Nemesis'teki hayatını yoluna koymaya çalışıyordu. İkizi arkasında
yalnızlığıyla baş etmeye çalışan bir kardeş, sorunlarını kendi yöntemleriyle çözmeye çalışan donuk bakışlı bir kız ve insanlardan
umudunu kesmiş bir genç adam bırakmıştı. Kötüye giden her şey, onları bir araya toplamaya yeter miydi?
Ölümün fısıltısını ensende hissediyor musun?
Melody'nin başınaysa şeytanın ta kendisi üşüşmüştü. Hiçbir şey göründüğü gibi değildi ve görünen gerçek her zaman doğru
olmayabilirdi. Melody, karanlığın arasından beliren ışığın karanlıktan daha da karanlık olduğunu anladığında irkildi. Ensesinde
hissettiği titrek nefes onu ürkütüyordu. Her şeyin gerçekleşebileceği tek yerde, tehlikenin içinde, araftaydı. Üstelik orada yalnız
da değildi. Kehanet ile kötülük arasında duran madalyonun ikinci yüzü oydu. Peki, madalyonun ilk yüzü kimdi?
Senin için geliyorum.
***
Bütün bunlar her şeyin bittiğini düşündüğüm anda başlamıştı. Kardeşimin söylediği doğruydu: Bu bir elveda değil, bir başlangıçtı.
Fakat kimsenin bilmediği bir şey vardı. Bu, her şeyin yeniden nasıl başladığının hikâyesiydi. Yine de unutulmamalıydı:
HER YENİ BAŞLANGIÇ BERABERİNDE SONU GETİRİRDİ.
Ben, Melody Valerie Nemesis ve bu, kardeşim Melany Nemesis'in hikâyesi.