İnsanlar aşktan ya da korkudan harekete geçerler. Sadece bu ikisi birincil dürtülerdir.
Ian, Priss'le birlikteyken karanlık, sezdirmeden aralarına sokulurdu. Çocuk oldukları zamanlarda bile, o küçük New York taşra kasabasının ormanında oynarken Ian bunu iliklerine kadar hissederdi. Yine de, Priss onun en iyi arkadaşıydı. Ona ezik ve şişko diyen zorbalardan kurtuluşuydu. Aynı zamanda ailesinin ölümcül sırlarından da...
Şimdi ikisi de New York'a kaçmışken, Ian artık çocukluğunun o işkence görmüş kabuğunda yaşamamaktadır. O, yetenekli ve başarılı bir çizgi roman yazarıdır ve Priss... Priss hâlâ beladır. Ian ise geçmişini uzak tutmaya kararlıdır. Özellikle de güzel Megan'la tanışmışken ve onun aşkıyla birlikte daha iyiye doğru değişmeyi istemişken. Ancak Priss değişimden hoşlanmaz. Değişim onu kızdırır ve o kızdığında, korkunç olaylar yaşanmaya başlar.
Martı Yayınları okuyucularının Piyonun Son Hamlesi'yle tanıdığı Lisa Unger'ın okurken uçurumun kenarında yürüyormuş hissi veren yeni romanını elinizden bırakamayacaksınız.