Her ateş bir gün söner; külleri yeniden doğacağı günü
bekler.
Eylül Avcı karanlık bir gecede Aras Karahanlı'yla
karşılaştığında hayatının ortasına bir bombanın düştüğünü
hissetmişti. Ancak o bomba patladığı zaman duyulacak tek
şeyin birbirleri için atan kalplerinin sesi olacağını
düşünememişti.
Lakin yaşadıkları dünyanın karanlığında bu sesi bastırmaya
çalışan kötülükler gizliydi; silah, kan, kirli eller, içinden
vicdanın sökülüp çıkarıldığı yürekler...
Ateş sönüp küle evrildi, sönmüş bir yangının emaresi olan
küllerse kızgın bir lavın iziydi.
Peki bu lav, kanla karışık yağmurlara, güç fırtınalara rağmen
coşup yükselebilecek miydi?