Bir Doğulu olarak doğan ve yaşayan Tagore aslında Dünya'nm şiirine ulaştı ve onu yazdı. O, yeşerdiği topraktan aldığı hazzı ve acıyı giderek saflaştırdı; sonunda bütün insanlığın müziğine dönüştürdü. Tagore'un şiirinde hepimizin yüklendiği trajediler ve umutlar sözle dövülen çekirdeğin etrafında sımsıkı büyüyerek yine bize ulaşır.
Asya kıtasından ilk kez Nobel Ödülü alan Rabindranath Tagore, Ayın Bitmeyen Çocukluğu ile dünyada çok sevildi ve edebiyat tutkunlarının başucunda yer buldu.
Ayın Bitmeyen Çocukluğu şimdi Türkçenin güçlü akan şiirinin sessiz temsilcilerinden Cahit Koytak'ın kaleminden bize geliyor. Koytak, bu iı işlenmiş içli insanlık şölenine usta çevirisi ile katılıyor.
Bir bebek istemeye görsün, hani yeter ki istesin, hemen o an kanatlanıp açılabilir göklere.
Bizi terk etmiyorsa, elbette sebepsiz değil bu.
Başını annesinin göğsüne yaslamaya bayılır o.
Ve asla dayanamaz
gözüyle izleyemeyeceği kadar
uzakta olmasına onun.
Güzel ve etkili sözlerin
her çeşidini bilir bebek.
Ama işte, anneleri saymazsak,
onun sözcüklerinin
anlamını bilen
çok az insan var yeryüzünde.
Konuşmak istemiyorsa, elbette boşuna değil bu.