Bu kitap, hayatın karmaşalarından doğru. Kalabalık bir caddede yürürken, bir restoranda güzel bir akşam yemeği yerken, gazete okurken, dolmuş sırası beklerken, televizyon seyrederken, kırmızı ışıkta beklerken, araba tamir ettirirken, yani gündelik hayatın içinde koşuştururken tanık olduklarımızdan... Karmaşanın en masum mağdurları; sayıları her saniye kırk kırk artan, doğar doğmaz terk edilen, daha dört beş yaşlarında çalıştırılmaya başlanan, seks kölesi olarak satılan, suça teşvik edilen, sokaklarda, kurumlarda yaşayan, yani hayatları risk altında olan çocuklardı.
Bunun için yine önce çocuklara başvurduk. Onların duygularını, düşüncelerini dinledik, önerilerini, tepkilerini öğrendik Beni niye doğurdun anne? diyen çocukların sayısının çokluğu karşısında dehşete düştük. Sonuç olarak; var olan sorunlara çare aramak ve çaresiz kalmak yerine, önceden tedbir alıp, sorunun ortaya çıkmasını önlemenin önemine inandık.