Leilani yaptığı işe âşık bir kadındır. Amerikanın en önemli restoranlarından birinde şeflik yeteneklerini sergileyebileceği bir iş bulduğunda, hayatındaki her şeyin istediği şekilde devam edeceğini düşünür. Bir süre tam da böyle gider işler. Sonunda Leilani, restoranda kendini kabul ettirmiş ve ne kadar yetenekli bir şef olduğunu kanıtlamıştır. Ancak bir müddet sonra hakkında başlayan dedikodu, onun kulağına bile gelecek kadar yayılır.
Leilaninin bulunduğu noktaya, restoranın sahibi ve aynı zamanda televizyon programları neredeyse ülkenin tamamı tarafından izlenecek kadar ünlü olan şef Baxter sayesinde geldiği kulaktan kulağa anlatılmaktadır.
Bu dedikodunun yayılmasıyla birlikte zor duruma düşen Leilani uzaklaşmayı tercih eder. Babasının yaşadığı küçük adaya geri dönerek orada kendine küçük bir pastane açar. Pastalar ve kekler yaparak mutlu bir yaşantı kuracağını ummaktadır ancak işler pek de beklediği gibi gitmez. Geride bıraktığı hayatından biri, Leilaninin peşindedir. Vazgeçmeye de pek niyeti yok gibidir.