Kimin şeytan olduğunu ben de Tako da hemen anlamıştık tabii. Kemik böyle bir numarayı ancak Arci`nin kendisini kovaladığını bilmeyen birisine yutturabilirdi. Tako ne olur ne olmaz diye geriye kaçılıp bende birlikte hem gülmeye hem de felaketin geliş yönünü görmek için sağa sola bakınmaya başladı. Din grubu ve şeytan şaşırmıştı. Söyleyecek laf ararlarken birden hortum gibi ortaya fırladı. Arci. Şişmiş burun delikleri kokunun kaynağını saptayınca el çırpar gibi birbirlerine vurdular. Sonrası malum. Şeytan kaçmaya fırsat bulamadı. Zaten başına çöken, üstünü başını lime lime atan, kendisini ordan oraya vuran tipin geldiğini de görmemişti. Sadece dönüşebildi ve sabırla Arci`nin, altındaki kişinin Kemik olmadığını anlamasını bekledi. Arci sonunda boynuzlu kırmızı yüzlü yaratığa attığı tokatları kademe kademe yavaşlatıp durdu...
Dünyanın en kaotik yerinde, en sıkıcı insanlarla, en vasat beklentiler hayal adını almışken, en uçuk maceralara yelken açmak için yazıldı bu günlük.
Önce yazıldı sonra yaşandı her şey.
Şakir ve arkadaşları sizi bir tutam küstahlık serpilmiş gerçeklerin saçma soslu kaosunda pişmiş sayıklamalara çağırırken, yanınıza alabildiğinizce mantık alıp orada satmanızı öneriyorlar. Bol bol özgürlük kazanmak için fena bir yol da değil hani...