Kerem Eksen, ilk romanı Buradayız'da bir yayınevinde editör olan Selim'in
roman yazma arzusunu ve bu arzunun peşinde sürüklenirken çevresiyle
kurduğu sorunlu ilişki yumağını merkeze yerleştiriyor. Müşkülpesent bir
karakterin tekdüze yaşamındaki zehirli oklar hem kendisini hem de
yakınındakileri yaralıyor. İroninin, kara mizahın ve yer yer komiğin baskın
olduğu anlatı, mayısın sonlarına doğru bir akşamüstü roman yazma
kararıyla odağındaki ana izleği ilan ederken Ahmet Mithat'tan Orhan
Pamuk'a roman sanatının da bazı sinir uçlarına dokunuyor.
Buradayız, tekrarların büyüttüğü kentli bir belleğin
varlığını ispat çabası.
Ey elimden kaçan tecrübelerim, gelin doluşun ruhuma, Selim'i gerçek bir
Selim yapın! Bir romancının her şeyden önce -diyebilirim ki kalemden ve
kâğıttan önce- bir ruha, hatta mümkünse bir romancı ruhuna ihtiyacı vardır.
Heyhat (komik laf), şartlar aleyhime işliyor. Yazamadığım her geçen gün
daha iyi anlıyorum ki Yurdaer'e söylediğim söz kesinlikle doğru: Havada
roman ruhu yok.