Sevinç Çokum, Çırpıntılar'da Avustralya'ya göç etmiş üç kişilik bir ailenin ayakta kalma savaşını, bu savaşın nelere mal olabileceğini, kendi ülkelerine dönüşlerinde yaşadıkları uyumsuzlukları anlatır.
Romanda işlenen yabancılaşma, parçalanmış aile, duyguların yarım kalmışlığı, kimlik arayışları, özlem, göç, gurbet, çocukluktan gençliğe adım atarken yaşanan problemler ve 40 yaş sendromu gibi temalar bizi karakterlerin iç dünyalarına davet ediyor. Çırpıntılar, hafızalardan zor çıkacak, sıcak kişilikler çizen bir aile
Kocaman bir uçakla hiç bilmedikleri bir kara parçasına doğru saatlerce yol alışlarını hatırladı. O gün içinde, karısına belli etmek istemediği bir korku vardı: Bir daha dönememe korkusu. Bir de o bilinmezliklerin arasında zorlukları taşıyamama korkusu. Sahi bu kıta hakkında Fahri ağabeyin anlattıklarıyla ansiklopedilerde okuduklarından başka ne biliyordu ki? Bir de Patrick White'ın yazdığı Çöl adlı romanı okumuştu değil mi? Çöl... Yıllar önce Avustralya'yı keşfe gidenlerin, uçsuz bucaksız bir çölün ötesini arayanların hikâyesi...
Koca bir çölde tükeniş.