Türk okuyucularının Günahkar, Korkulu Bekleyiş, Sessiz Kiracı gibi romanlarıyla tanıdığı Petra Hammesfahr sınıfsal farklılıklar, azınlık sorunları, yabancı düşmanlığı ve eğitim gibi sosyal konulara da değindiği bu kitabında yine okuyanların yüreklerine dokunacak bir öyküye imzasını atıyor.
Kocasını ve oğlunu trafik kazasında kaybeden Kathi, oğluna çarpan çocuğu ve onun gibi serserileri asalaklar olarak görmektedir. Hem onlara hem de hayata karşı çok öfkelidir. Bir gün markette hırsızlık yapan bir gençle karşılaşır. Önce ne yapacağını bilemez, sonra genci takip eder ve onun boş bir köşkte yaşadığını öğrenir. Yardım almak için gittiği sosyal yardım kurumundaki Engelbrecht, bu gencin sorumluluğunu Kathi'nin üstlenmesini ister. Kathi bu süreçte bir yandan oğlunun odasını, eşyalarını bir başkasının kullanmasına hiç hazır olmadığını ve çocuğunu büyütürken yaptığı hataları fark ederken, bir yandan da Jörg'ün varlığına gün geçtikçe alışacaktır.
Jörg, içkici babası, onu hiç umursamayan annesi ve serseri kardeşleri yüzünden evden kaçmıştır. anlayacaktır.