O geri döndüğünde, kasabadaki tüm perdeler kapanacaktı...
Yıl 1957. Lewis Aldridge, İngilterenin güneyindeki evine geri dönüyor. Hapisten yeni çıktı ve henüz on dokuz yaşında. Geri dönüşü sadece ailesini değil, aynı zamanda tüm kasabayı etkileyecek. On yıl önce, babasının eve dönüşü ise farklı olmuştu. Savaş sona ermişti ve Gilbert, banliyödeki hayata kolayca uyum sağlamıştı -altı buçukta kokteyller, pazarları kilise. Fakat karısı ve oğlu bu boğucu rutine direnmişti. Lewis ve annesi, kalabalıklardan kaçıp, tıpkı savaş günlerinde olduğu gibi piknik yapmak için ormana gidiyordu. Kimse Gilbertın karısının geleneklere karşı gelmesine şaşırmıyordu, ancak Lewis, her zamanki gezintilerin birinden, annesi olmadan dönünce tüm kasaba şok oldu.
İkisinden çok da uzakta olmayan Kit Carmichael olanları izliyordu. Kit, her zaman çoğu insandan fazlasını bilmişti. Belki kendi babasının ona yaşattıklarının sonucuydu bu. Lewisin acısı ve öfkesi ortadaydı ve Kit içten içe, ona yardım edeceğine söz verdi. Ancak hem kendini hem onu özgür bırakmaya çalışırken, açığa çıkması gereken acı verici ve korkunç sırlar olduğunu tahmin edememişti.
Sadie Jones ilk romana Dılanmışla edebiyat dünyasına güçlü bir giriş yaparken, ebeveynleri tarafından dışlanan çocukların çarpıcı bir portresini çiziyor.