Tülay Ferah, ´Dünya Çıplak´ta farklı kesimlerden, ama toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan, ergenlik çağını bir türlü aşamamış insanları ironik bir bakışla gözümleyerek hepsinin, yoksul ya da zengin fark etmeksizin, dünyayı aynı mantıkla kullandığını söylüyor. Tümü dünyanın seyircisi. Hepsi hiç düşünmeden, elindeki tüketerek yaşıyor; yaşadıklarını aklıyla değil duygularıyla yorumluyor ve çoğu hiçbir sorunu çözemeyeceği inancıyla şiddete sığınarak var olmaya çalışıyor.
İstanbul´da doğmasına karşın ancak yirmi yaşında Taksim´e giden, orada ilk kez hamburger yiyen Songül...
Mutluluğun, daha doğrusu sorgulamadan yaşayabileceği bir düzen kurmasını sağlayacak kızın kendisini beklediği Taksim´e bir an önce ulaşmak için canını dişine takan Kuzey...
Yirmi dört saat aşk gerçeğini sorgulayan Meryem...
Motosiklet tutkunu Uygar...
Sokakta geçirdiği yıl kadar yaş alıp, bu yaş kadar saygı gören, kendisinin yarattığı cehennemde dünyayla dalga geçen İbo...
Tülay Ferah, o her zamanki hınzır kalemiyle, Taksim´e topladığı gelir ve kültür düzeyi farklı bir grup gencin trajikomik hikayelerini anlatırken, her şeye karşın umudun izini sürüyor.