1585
İspanya dünyanın en güçlü imparatorluğu.
Kendini tamamen dine adamış bir Katolik olan İspanyalı Philip, Avrupayı kutsal bir savaşa sürüklüyor. Protestan bir kraliçe tarafından yönetilen İngiltere ise Philipe başkaldırıyor.
Batının en sevilen ikonlarından biri olan I. Elizabeth, ilk kez bu denli açık ve içten bir hikaye ile karşımıza çıkıyor. Herkese meydan okuyan kişiliği ile bugün bile bir efsane olarak yaşamaya devam eden Elizabethin, dünyanın en kudretli kadınının
bile direnemediği bir şey var.
Aşk.
Kraliçe I. Elizabethin hükümdarlığı savaş, tutku ve görkemli başarıların dönemiydi. Elizabeth: Altın Çağda Elizabeth, tahtına karşı yapılan kanlı savaşla ve ailevi ihanetlerle yüzleşiyor. On altıncı yüzyıl Avrupasındaki değişmekte olan dinsel ve siyasal dengelerin farkında olan Elizabethin güçlü ordusu ve hakim armadası, Ingiltereye Katolikliği geri getirmeyi amaçlayan İspanyol Kralı II. Philipi açıkça meydan okumaktan alıkoymuyor.
İmparatorluğunu korumak için savaşa girdiği bu dönemde, kraliyet sorumluluklarını ve beklenmedik bir savunmasızlığı, yaşadığı büyük aşkı dengelemeye çalışıyor Elizabeth. Ruhunu ve bedenini ülkesine adamış bir kraliçe için aşkın yasak olduğunu bile bile.
Kraliçe rotasını ileriye doğru çizerken, parıltılı kraliyet tahtının ardında ise ihanet kazanı kaynıyor. En güvendiği danışmanı, tahtı yerle bir edecek bir suikast planını ortaya çıkarıyor. Hainler arasında Elizabethe çok yakın simaların da yer aldığı düşünülüyor. Bir kadının aşkı bulmak, düşmanlarını yenilgiye uğratmak ve Batılı dünyanın sevilen ikonası olarak kalabilmek uğruna verdiği çılgın mücadelenin öyküsü olan Elizabeth, son dönemin en önemli yazarlarından birinin kaleminden mükemmel bir tercih.