Klasikler, ölümsüz olmadıkları için değil sürekli okundukları için de değerlidir. Bizim klasiklerimiz başlangıçta bazı eksiklik ve acemilik taşısalar bile bu onların kurucu olma özelliklerini değiştirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü nesiller tarafından ağır aksak da olsa okunan, sevilen ve hayatımızın bir parçasına dönüşen bu eserler bir kez daha ve günün zevkleri ve tercihleri gözetilerek çıkıyor gün yüzüne. Okundukça sevilecek bu eserler dünü selamladığı kadar geleceği kurmaya aday. Aşk, dil, kurgu bütün saflığıyla göz kırpıyor. Yeniden
Yasak aşkın heyecanı, imkânsızlığı, şüpheler, kıskançlıklar, vicdan azapları, öfke ve tutku, karanlık ve erkeklik halleri, İstanbulun mekânları ve mevsimleriyle uyumlu bir şekilde yansır okura Bu yüzden de Eylül, o çok söylenen gerçek anlamdaki ilk psikolojik roman nitelendirmesi sonuna kadar hak eder.