Ülkedeki ilk medya operasyonlarından mevcut iktidarın yıllar içindeki
dönüşümüne; yüksek tansiyonlu seçim gecelerinden The Marmara
olayına; yeterince anlaşılamamış bir Atatürk'ten Ayasofya'nın ibadete
açılmasına, Adam Kazandı olayından iktidar ve muhalefet adaylarının
yıllar sonra bir araya geldiği ilk açıkoturuma; Fatih Portakal'ın emekliye
ayrılma kararından medya, iktidar, kadın cinayetleri, yoksulluk ve Z
kuşağının iktidar algısına dek uzanan ve Türkiye'nin son yirmi yılına
damgasını vuran olaylar İsmail Küçükkaya'nın kaleminden
okuyucusuna yansıyor.
Fikri Hür Vicdanı Hür sadece kamuya karşı sorumluluk duyan ve
haberi değer kabul eden bir gazetecinin, İsmail Küçükkaya'nın
toplumsal hafızaya düştüğü bir not...
Genç yaşlarından itibaren tanıdığım Küçükkaya'nın devamlı
öğrenmeye ve kendini geliştirmeye çalışması bizde 60'lı yıllardan
itibaren kaybolan gazetecileri hatırlatır bana ve onu bugünün
gazetecilerinden farklı kılar. İsmail Küçükkaya otosansür de dahil
sansürün her türünden şiddetle kaçınan bir gazetecidir. Haberleri,
yeni bir olayı görüp de nakleden bir çocuğun heyecanı içinde verir,
yorumlarını yapar. Tüm sevimliliğiyle, son derece ciddi bir yorumcu ve
gazetecidir.
İlber Ortaylı