Yaş otuz beş, yolun yarısı eder, demiş şair. Eğer haklıysa benim yolumun yarılanmasına iki yıl kalmıştı. İçimdeki çocuğa rağmen, yeni yaş almayı ve bunun kutlanmasını oldum olası sevememişimdir. Yirmi yıldır geçmediği gibi her geçen yıl
daha da artan ve her doğum günümde beni derin bir hüzne
sevk eden o acı olay yaşanmamış olsa, belki
ben de severdim doğum günlerini.
Bahar, yaşamını çok katlı bir plazada, iş hayatının türlü oyunları ve çekişmeleri arasında tükettiğini fark etmeden yaşayıp giderken, hayatının bir dönüm noktasına doğru sürüklendiğini bilmiyordu. Oysa hayat, ona başka başka sürprizler hazırlamak konusunda ne kadar mahir olduğunu kanıtlamak üzereydi. Aşk, hiç beklemediği bir yerden vuracaktı onu...
Bahar, yüzüne vuran serin bir rüzgârın onu uyandırmasına ve yaşadığı hayata başka bir gözle bakmasına izin verecek mi yoksa alışkanlıkların güçlü bağına, onu saran eylemsizliğe teslim mi ola-cak...
Geç Gelen Bahar, her satırında düşüneceğiniz, sizi başka âlemlere alıp götürecek, sıcacık bir roman...