Karanlıkta bile gören gözdü yürek.
Bir kez bağlandığında, iz sürüyordu.
Onlar sevgiyi de, acıyı da birlikte yaşamışlardı. Büyüklerin dünyasında kötülüğün kurbanı olmuş, kaderin savurduğu farklı yönlerde kaybolmuşlardı.
Yıllar geçmiş, yaşamlar değişmiş, dile getirilemeyen acılar karanlıklarda hapsolmuştu. Ancak bir gerçek vardı ki; aynı ateşte yanan yürekler, biraz örselenmiş, biraz olgunlaşmış olsa da, birbirini tanıyordu.
Fakat hayat bu kez onlara farklı roller çizmişti.
Gece, intikam ateşiyle yanan bir kadın... Şafak, sevdiği kadını korumak için kendinden vazgeçmeye hazır bir erkek... Gerçeği ararken, aşkın ve tutkunun esiri olan iki yürek...
Bir yanda dar, çıkmaz sokaklar, birbirine yaslanmış gecekondular, benzer yazgılar, yüzler, insanlar...
Diğer yanda karanlığa sahte ışıklar yakan sazlı sözlü mekânlar, suçlar, suçlular, hem sefil, hem de göz alıcı hayatlar...