Uzun kış gecelerinin getirdiği yalnızlığı, yalnızlığın içinde yalpalaya yalpalaya öğrenmiştik yatılı okulda; içimizde büyüyüp duran korkunun öteki adının `boşluk` olduğunu bilmeden hem de... Hafta sonlarını, bayram tatillerini, dönem tatillerini iple çeker, tatil hayaliyle uyurduk...
Yaşam ne denli büyütmüş olsa da, içimizdeki çocuk hâlâ aynı yerde saklı duruyordu. Başı sonu belli olmayan masallar anlatıp zamanı kucağımızda salladığımız; bizi tekil şahıs topraklarından alıp `biz` ülkesine taşıyan, içimizi dolduran, çoğaltan, en hüzünlü, en şefkatli, en masum olduğumuz günlerdeki çocuk, biraz yara bere almış ve yaraları kabuk bağlamıştı o kadar...