Kemal Sayar soruyor: İnsan varoluşa sinmiş olan o güzelliği nasıl ortaya çıkarabilir?
Kendinde saklı duran ve modern medeniyet tarafından âdeta baskılanan merhamet, şükran, cesaret gibi olumlu özelliklerini bilince nasıl taşıyabilir?
Her Şeyin Bir Anlamı Var, hem bu sorulara yanıtlar bulmaya çalışıyor hem de okurların iç dünyasına ayna tutuyor.
Şimdi diyorum ki ben sana, her şeyin bir anlamı var. Çiçeğin, böceğin, dalları eğen rüzgârın, ağzımızdan çıktıktan sonra uzayda yüzyıllarca asılı duran sözcüklerin bir anlamı var. Hiçbir şey kaybolmuyor. Hiçbir hıçkırık, hayal kırıklığının yaydığı hiçbir titreşim, içimizde bir coşkunun pır pır kanatlanışı, asla kaybolmuyor. Kâinat gibi, insan da enerjisini sakınıyor. Sonra dağınık duran her şey, biz onu çağırmayı bilirsek, bir yapbozun parçaları gibi birleşip bir şey söylüyor.