Hâtem-i Tâî Hikâyeleri dünyada güncelliğini koruyan, farklı biçimlerde sürekli yeniden üretilen bir klasik durumunda. Hikâyeler, 13. yüzyılda Basra Padişahı Hâtem-i Tâî'nin, bir hikâyeyi öğrenebilmek için üç aylık mesafedeki Rey şehrine yaptığı yolculukla başlar. Ama bu hikâyeyi öğrenebilmek için yine aynı mesafedeki beş ayrı şehre daha gitmek zorunda kalacaktır. Böylece cömert padişah Hâtem'in hikâye peşindeki yolculuğu, üç yıldan daha uzun bir zamana yayılan bir serüvene, dolayısıyla hikâye boyutlarını da aşarak bir destana, bir romana dönüşür.
Ağırlıklı olarak Hint sinemasınca birçok kez filme alınan bu hikâyeler, son zamanlarda bir diziyle de gündeme geldi. Buna karşılık ülkemizde, 1925 baskısından bu yana geçen doksan yıl boyunca ne yazık ki bir kez olsun yayımlanma imkânı bile bulamadı. Ahmet Özalp'in günümüz Türkçesine çevirisiyle yapılan bu baskı, doksan yıllık değerbilmezliği sona erdirmekte.