Mel, sırf vampirlerin kurduğu bir şehir de yaşıyor diye, onun kan içen ölümsüzlerle içlidışlı olduğunu düşünmeyin. Sonuçta vampirler kendi bölgesinde yaşıyor, Mel ise kendi bölgesinde.
Yani bir zamanlar öyleydi.
Mel'in okuduğu liseye bir vampire başlayana kadar. Daha da kötüsü, Mel'in en yakın arkadaşı Cathy, sözkonusu vampire fena hâlde tutuldu. Cathy'nin sonsuza dek pişmanlık duyacağı bir hata yapmasını önlemek de Mel'e düşüyor tabii. Her şeye burnunu sokmayı seven tatlı Mel'e.
Mel, Cathy'ye yardım etmeye çalışırken -gerçi yardım isteyen kim-bir yandan da bir yakınının gizemli bir şekilde ortadan kayboluşunu araştırmak zorunda. Bütün bunlara bir dizi benzersiz ve karmaşık romantic ilişkiyi, aksi bir vampire polisi ve zombileri de ekleseniz bile Mel'in kendini nasıl da komik ve çılgın bir macerada bulacağını hayal edemezsiniz. Boşuna uğraşmayın.
İnsan Takımı'nda havalı vampirler, sıcak dostluklar ve aşkı sınayan değişimlerle dolu müthiş sürükleyici bir hikâye okurları bekliyor.
Vampirleri seviyorsanız bu kitap tam size göre. Vampirlerden nefret ediyorsanız, bu kitap yine tam size göre.
- Maureen Johnson, New York Times Çoksatarı Yazar