Bizim edebiyatımızda, belli bir çağın arka odalarını, harlı kor parçalarını, görüntüleyen kitapların hemen hemen yok denecek kadar az olduğu söylenebilir. Bunların içinde hiç kuşku yok, Refik Ahmet Sevengilin İstanbul Nasıl Eğleniyordu (1927) adlı kitabı başı çeker. Sevengilin kitabı ise neşeli faytondur. Yazar, ilk kalabalıklaşmanın ve eğlence odaklarının Haliç kıyılarında kırıtmaya başladığını açıklamaya girişir. İstanbullulara ilk kahveyi içirttikten sonra da Sultan Süleyman çağındaki ünlü yosmaları, sarhoşların baskınlarına uğrayan kadınlar hamamını anlatır. Bu panoramik gezi sırasında ilk tütünün İstanbula ne zaman geldiğinden söz açıldığı gibi, Kâğıthane âlemleri de savsaklanmaz. Bir sürü fırdolayıdan sonra ise kitabın ağırlık noktası meddahlara, ortaoyunculara ve de tiyatroculara kaydırılır ki, bu bölümlerde şeker-şerbet edilenler de bize ilerdeki günlerin Sevengilini, 5 ciltlik Türk Tiyatrosu yazarını muştular. İstanbul Nasıl Eğleniyorduyu bugünkü dile Sami Önal kazandırmıştır. Bunu yaparken de aslına bağlı kalmaya büyük bir dikkat göstermiş, anlatımın akıcılığına ise hiçbir biçimde gölge düşürmemiştir.
Salâh Birsel