Hem suyu, hem de yardımlaşmayı simgeleyen sebiller, bugün atıl kalmış, işlevini yitirmiş, tabiri caizse ruhunu kaybetmiş, aslını unutmuş cansız bedenlere benziyor. Tabii ki bu sebillerin suçu değil. 0 yüzden unutmuş yerine unutturulmuş, kaybetmiş yerine kaybettirilmiş demek gerek. Sebilleri de bu yardımlaşma ve su kültürünü de yaşatamayan insanlar.
İstanbul Sebilleri, İstanbul´daki sebillerin listesini veren ve anlatan ilk kitap. Dahası, ardıllarının en büyük kaynağını oluşturmakta. Bu açıdan, yeniden yayımlanması çok önemli bir eksiği gideriyor. Suyun ve merhametin bol olduğu zamanları hatırlatıyor, kültürel varlıkların hor görüldüğü, acımasızca yok edildiği bir coğrafyada kendisinden sonrakilere çok önemli bilgiler bırakmış İzzet Kumbaracılar´ı da yad ediyor.