Ren, doğduğu gün yetimhaneye bırakılmış bir erkek çocuğudur. On iki yılını, yetimhanenin soğuk duvarları arasında, onu evlat edinecek birilerinin gelmesini bekleyerek geçirir. Ne zaman kapıdan içeri kendine bir oğul ya da işçi arayan biri girse, bu defa sıranın ona geldiğini düşünerek umutlanır ancak umutları hiçbir zaman gerçekleşmez. Çünkü Ren, doğduğu an ile yetimhaneye bırakıldığı an arasında bir yerlerde sol elini kaybetmiştir. Eli olmayan bir çocuğu da kimse evlat edinmek istemez.
Bir gün gizemli bir adam çıkagelir: Benjamin Nab.
Ren'in, onun kardeşi olduğunu söyler ve elini kaybediş hikâyesini anlatır. Benjamin'in anlattığı hikâye o kadar ikna edicidir ki, Ren'i onunla birlikte yetimhaneden gönderirler.
Ancak Benjamin'in anlattığı adam olmadığı kısa süre içinde ortaya çıkar. Onunla kaldığı sürece Ren'i bekleyen şeyler hem geçmişin hem de geleceğin bilinmeyenlerini içinde saklayan bir kutunun kapağını açmasını sağlayacaktır; hem de olmayan sol eliyle...
İyi Hırsız, bir yıldırım düşmesi gibi parlak ve çarpıcı.
Hannah Tinti, 21. yüzyılın Define Adası'nı yazmış sanki.