Kadın'ın öyküsü Henry Rider Haggard'ın aklına düştüğünde, kaleminin hızı düşüncelerine yetişmekte büyük güçlük çekti. Bir solukta ortaya koyduğu eseri, yazarın en başarılı romanı olmakla kalmadı, Ayişe karakteriyle ölümsüzleştirdiği güçlü kadın figürü, kendisinden sonraki pek çok temsile de ilham oldu.
Cambridge Üniversitesi'nin güvenli sularından Afrika'nın bilinmez diyarlarına yola çıkan Horace Holly ve evlatlık oğlu Leo Vincey, kendilerini akıl almaz bir maceranın içerisinde bulurlar. İki bin yıldır yaşayan tanrıça misali vahşi bir kadının varlığına inanmak, onlar için her ne kadar mantık dışı görünse de kendilerini barbar bir kabilenin, büyülerin, güzelliğini peçelerin ardına gizleyen Ayişe'nin
huzurunda bulurlar. Yaşam ve ölüm, aşk ve güzelliğin gizemine temas edecekleri nefes kesen bir
macera onları beklemektedir.
Haggard'ın hayrete düşüren hayal gücü ve bir miktar olasılık, en imkânsız maceraları bile gerçek
kılıyor. -The Academy
Kadın'ın hayatım boyunca okuduğum en çarpıcı maceralardan biri olduğunu düşünüyorum. Olaylar daha imkânsız bir hâl aldıkça, başka bir gezegenin edebiyatından edindiğimiz bir hikâye gibi...