Ölüm ona hiçbir zaman fevkalâde bir şey gibi görünmemişti. Etrafında, küçükten beri, en çok
gördüğü şey ölümdü. Gözlerini bir müddet denize, bir müddet aya dikti; sonra birdenbire içini
bir sızının kapladığını ve ölmek istemediğini anladı...
1948 yılında aramızdan ayrılan Sabahattin Ali'nin insana, insan ilişkilerine ve gündelik yaşama
dair incelikli çözümlemeleri, aradan geçen onca zamana rağmen öykülerini güncel kılıyor. Kır-
kent gerilimi, değişen biçimlerine rağmen modernizmin ve modernliğin içini hâlâ nasıl
dolduracağımızı bilemeyişimiz, insanın insana yarenliği ve insanın insana ettikleri, koşulsuz bir
güvenin gözü kapalı ihanetle karşılık bulmasının olağanlığına bu öykülerde tanıklık edeceksiniz.
Ve bu kuru bir tanıklık olmayacak. Sabahattin Ali'nin anlatım diliyle kahramanların yolculuğuna
eşlik etmeye hazır olun.