Usta yazarımız Müge İplikçi, her zaman büyük bir titizlikle didik didik ettiği yaşamın sıradan ayrıntılarından bir kez daha kusursuz öyküler kuruyor. Yalnızlığı, iletişimsizliği, yanlış anlamaların yarattığı bozgunu anlatan bu öyküler, dilin bir iletişim aracı olmaktan çıkıp varoluşun temellendiği bir evren olmasının da yolunu açıyor.
Çağdaş edebiyatımızın en özgün yazarlarından biri olan Müge İplikçi, yaşamın gölgelerinin gezindiği mekânların en gizli, kuytu köşelerinin tozunu alıyor.
Hayat nedir ki!.. Korkular. Kokular. Kaçışlar. Sonra yine o çellocu ve onun salona yayılan, Abigail Adamsın külle ve hayali bir Akdeniz güneşi altında yunulmuş gömleklerine dolanan müziğin ritmi; İrlanda rutubetine sarılmış o derin salonda portakal çiçeği kokan büyülü Endülüs müziği. Hayat Nedir ki Kaçışlardan Başka