Barbara fazla zamanının kalmadığını öğrendiğinde, hayatın sınavları ve zaferleriyle onsuz yüzleşmek zorunda kalacak dört kızına mektuplar yazmaya başladı. Hala olgunlaşmaları gereken bunca konu varken onları nasıl bırakıp gidecekti?
Mesela Lisa. Otuzlu yaşlarının ortasında olmasına rağmen bağlanma korkusu yaşıyordu. Jennifer, tatsız tuzsuz bir evliliğin içinde sıkışıp kalmıştı ve patlamak üzereydi. Yirmilerindeki Amanda ise dünyayı dolaşmıştı ve ailesiyle arasındaki mesafeyi korumakta kararlıydı. Ve bir de Hannah vardı. Kadınlığın sınırında genç bir kız. Şimdi bu sancılı süreci, taptığı annesi olmadan atlatmak zorundaydı.
Yine de kızların bir çıkış yolu vardı. Barbaranın mektuplarındaki yaşam dersleri sayesinde, kayıplarının derin acısıyla başa çıkmanın bir yolunu bulabilirlerdi.
Elizabeth Noble bu sıcacık romanda aileyi, arkadaşlığı, hayatın muhteşem ve sınırsız fırsatlarını kutluyor.
-Publishers Weekly
Brie peyniri ve bir kadeh beyaz şarapla mükemmel gider.
-Columbus Dispatch