Sokrates ömrü boyunca adeta tragedya sahnesinde beliren bir tanrı gibi,
Atina sokaklarında hiç umulmadık anlarda yurttaşlarının karşısına dikilir
ve onları gaflet uykularından uyandırmaya çalışır; onları yaşamlarını
sorgulamaya davet eder. Bu diyaloğun ana karakteri olan Kleitophon da
Sokrates'in davetkâr ve kışkırtıcı konuşmalarından nasibini almış, bu
sayede gönlünü felsefeye kaptırmış bir kişidir. Ancak bu konuşmalar
ona yeterli gelmediğinden bunların ardını arkasını kurcalamaya başlar.
Elbette Sokrates insanları kışkırtma, belirli bir amaca yönlendirme, hatta bu amaca erişmeleri için onları yüreklendirme işinde ustadır; ama ya sonrası?