Tüm zamanların en büyüleyici kraliçesi, Eleanor,
Ve onun masum piyonu, Fransa Prensesi Alais
Kıyasıya bir taht mücadelesi...
Fransa Kraliçesi iken tahtını ve eşi VII. Louisyi terk edip II. Henry ile evlenerek bir süre sonra İngiltere Kraliçesi olan Eleanor, tarihteki yerini tüm zamanların en etkileyici kraliçesi olarak korumaktadır. Oğlu Aslan Yürekli Richarda ve onun hırslı ağabeylerine destek vermek için çabalarıyla tanınan Kraliçe Eleanorun aslında gönlünde taht kuran çocuğunun oğullarından biri değil de kendi kızıymış gibi sevdiği Fransa Prensesi, eski eşi VII. Louisnin kızı Alais olduğu ise pek bilinmez. Alais, Eleanorun hayatına oğlu Richardın nişanlısı olarak girdi ancak bunun yerine kocasının âşığı oldu Sonunda da kendini Eleanorun en iyi ve tek dostu olarak ispat etti.
Alais, henüz dokuz yaşındayken Kral II. Henry ve Kraliçe Eleanorun oğlu Prens Richard ile evlenecek yaşa gelene kadar orada yaşamak üzere İngiltereye gönderildi. Alais, bu hanedan evliliğinin satranç tahtasında masum bir piyondu ve nişanı iki ulus arasında sıkıntı verici olsa da bir ateşkes sağlamak amacındaydı. Kocasından uzaklaşmış olan Eleanor, bu azimli genç kızda kendini gördü. Ona kızıymış gibi kucak açarak erkeklerin dünyasında nasıl güçlü bir kadın olunacağını öğretti. II. Henryye karşı ayaklanmada oğullarına destek veren Eleanor, aynı zamanda Alaisyi de bu tehlikeli taht oyunlarında kullanmaktan çekinmedi. Ama Alais büyüdükçe kendi hırslarını geliştirirken, Eleanor da onu artık bir tehdit olarak görmeye başladı. Birbirlerine olan sevgileri, acı rekabetler, karanlık ihanetler, çelişen ihtiraslar, intikam ateşi ve İngiltere tahtı için mücadeleyle gölgelendi.