Georg Büchner günümüzden iki yüz yedi yıl önce doğmuş ve sadece yirmi dört yıl yaşamış. Gençlikten ibaret o kısacık yaşamına sığdırdıkları, şaşkınlık ve hayranlık uyandırıcı: Bilim çevrelerinde saygı duyulan bir biyoloji ve anatomi uzmanı, toplumsal sorunların temelinde üretim ilişkilerinin olduğuna Marx'dan önce işaret etmiş bir analist, anlamsızlığa neşter atmış bir ateist, insan hakları derneği kurmuş bir aktivist, halkı dükalık düzenine karşı başkaldırmaya çağıran bildiri yazmış bir devrimci ve ölümsüz üç oyunun yazarı... Büchner'i uyumsuz tiyatronun atalarından biri yapan absürt yapı taşları, donup kalmış devlet ritüellerini alaya alış biçimi, zaman ve mekânı muzipçe genişletip daraltması, komedinin havaî fişeklerini ateşler. Öte yanda dışavurumcu ve kederli duygu yoğunluğu, melankolinin, özlemlerin, isyanların şiir yüklü dile getirilişi; adeta eritilmiş kurşunun suya damlayışı gibidir. Üstelik bu çatışmadan sık sık naivist, nihilist, materyalist, ateist, romantik ve satirik kıvılcımlar çakar. Yücel Erten