Dahası, belki de sana, En çok sevdiğim şeysin, demem de aşk değildir; sen benim içimde
çevirip durduğum bıçaksın, - aşk budur.
Başka hiçbir eserde Franz Kafka, kendisini tutkulu fakat mahkûm edilmiş bir aşk ilişkisine
dönüşen Milena'ya Mektuplar'da olduğu gibi göstermez. Kafka'nın Çekçe tercümanı Milena
Jesenská, Kafka'nın karmaşık dehasını ve daha karmaşık karakterini benzersiz bir şekilde tanıyan,
yetenekli ve karizmatik 23 yaşında genç bir kadındı. Otuz altı yaşındaki Kafka için şimdiye
kadar görmediğim yaşayan bir ateş idi. Milena'ya, en samimi benliğini ortaya koyması ve
nihayetinde günlüğünü emanet etmesi boşuna değildi.