1970'lerde Musullu Süleyman'ı tadını çıkara çıkara okuduğumu hatırlıyorum. Özgün adıyla Süleyman Musli, Ahmet Mithat Efendimin on dokuzuncu yüzyıl macera romanlarından esinli bir eseridir. Öyle sanıyorum ki, edebiyatımızda 'Haçlı Seferleri'yle ilintili ilk 'roman'! Konularında, deneylerinde, uygulamalarında çok geniş bir yelpazeyi âdeta ilke edinmiş Ahmet Mithat elbette Haçlı Seferleri'ni de göz ardı etmeyecekti...
On üçüncü yüzyılın dünyasından peyzajlarla bezeli Musullu Süleyman'ın dilini çağdaş edebiyatımızın büyük ustası Behçet Necatigil sadeleştirmişti. 'Sadeleştirme' girişimlerinin yol açtığı sorunları çok iyi bilen titiz Necatigil, Ahmet Mithat Efendi'yi tanınmaz hale getirmekten elbette uzak durmuştu. Bu 'örnek' sadeleştirmeyi okuyanlar, özgün esere bağlılığı duyumsayacaklar.
Everest Yayınları, başta Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın eserleri, özgün metinleri yayımlamayı Öteden beri tercih ediyor. Bu açıdan Musullu Süleyman bir istisna sayılabilir. Ne var ki, Behçet Necatigil'in emeği istisnayı zorunlu kılıyor.
Dahası, içten bir yazıklanışla, keşke diyorsunuz, Behçet Hoca geçmişten miras başka metinleri de sadeleştirseydi. Gitgide sözcük fukaralığına sürüklendiğimiz bugünlerimizde onun çabası kılavuzluk edecekti. İşte Musullu Süleyman böylesi bir kılavuzluğun adımıydı...
-Selim İleri-