Gazeteler gündeliğin dışında her şeyden bahsediyor. Gazeteler beni sıkıyor, bana hiçbir şey öğretmiyor, anlattıkları beni ilgilendirmiyor, ne beni sorguluyor ne de sorduğum sorulara ya da sormak istediklerime cevap veriyor...
Gerçekten olup bitenler, yaşadıklarımız, ötesi, bütün geri kalan nerede? Her gün olup biteni ve her gün yineleneni, basmakalıbı, gündeliği, besbelliyi, ortaklaşa olanı, sıradanı, olağan-içini, arka plandaki uğultuyu nasıl açıklayacağız, onu nasıl sorgulayacak, nasıl tarif edeceğiz?
olağan-içi, söz konusu anlaşılması güç dünyayı deşifre etmek amacıyla, naif bir envanter denemesiyle bir araya toplanmış yazılardan oluşuyor. Perec, yaşamın farklı safhalarında her gün iç içe yaşadıklarımızın dökümünü yapıyor. Hemen yakınımızda var olup da üzerinde hiç düşünmediklerimizi, aklımıza getirmediklerimizi tarif ederek bizi şaşırtıyor-, onları bir sosyologun, hatta bir antropologun, bakış açısından ele alarak bozuyor, bölüyor, parçalarına ayırıyor.