...Biraz sonra ben de yukarı çıkıyor, dalıyorum derin çocuk uykuma. Yalınayak sokakları dolaştıktan sonra gelip yine yatağın içine girmek... Annem hiç pis değildi. Tersine tüm yoksulluğumuza karşın çok temiz bir kadındı. Ama temizlik adına bile olsa, bana hiçbir zaman baskı yapmadı. Böylece ben çocukluğumu bağımsız olarak, yaşamın ta içinde sürdürdüm. Bu nedenle de, o yaşam bırakmadı beni bugüne kadar. Artık o koşullarda yaşamıyor olsam da, çocukların sıcak yaz gecelerini, yaz günlerini düşler dururum. Geceleri yaşayan çocukları... Oysa kış, bir yaşam yoksulluğu demektir. Kışın alabildiğince çabuk geçmesini dilerim, özlemini duyduğum yaz günlerini, gecelerini yaşamak için.
Evimizin İnsanları, diğer adıyla Piano Piano Bacaksız, her odasında bir ailenin barındığı yıkık dökük bir evde, hayatta kalmaya çalışan insanların öyküleri. Kitabın yazarı Kemal Demirel, parasızlığı, çaresizliği, acıları, öfkeleri, kaygıları hatta açlığı paylaşarak hafifleten; sevgiyi, umudu, sahip oldukları her şeyi -bir altın dişi bile- paylaşarak yaşama sevincini çoğaltan bu insanları, sevgi dolu bir dille yücelterek anlatırken, hayatın ne denli yalın yaşanabileceğini de vurguluyor.
Kitabın ikinci bölümünde, filmi pek çok ödül almış olan romanın İngilizce çevirisini de (The People of Our Home) bulacaksınız.