1950´lli yıllar...
Ülke yeni bir seçim sürecine doğru yol alırken, Demokrat Parti il ve ilçe kongrelerini yapmaktadır. Tokat´ın Artova İlçesi´nde ilçe başkanı seçilecektir.
İki aday vardır: İlhan Bıçakçı ve İbrahim Dirican...
İlhan Bıçakçı´nın kazanacağı kesin gibidir. Çünkü ilçede sözü dinlenen, saygın bir işadamı olan H. İbrahim Tuncer aday olması için kendisini hem teşvik etmiş, hem de desteğini ilan etmiştir.
Seçim günü gelir ve oy verme işlemi başlar. İşadamı İbrahim Tuncer oyunu kullanmak için kabine girer ve uzunca bir süre dışarı çıkmaz. O gün oyunu kullanmakta neden geciktiğini yıllarca kimseye anlatamaz. Ta ki İlhan Bıçakçı vefat edene kadar...
Halil İbrahim Tuncer, aday olması için teşvik ettiği ve açıkça destek verdiği yakın arkadaşı İlhan Bıçakçı´nın adını unutur. Bakar ki olacak gibi değil, Bir oydan ne çıkar ki düşüncesiyle rakip aday İbrahim Dirican´ın adını oy pusulasına yazarak sandığa atar. Akşam sandıklar açıldığında rakip aday İbrahim Dirican´ın bir oy farkla seçimi kazandığı görülür.
Bir oydan ne çıkar ki demeyin...
İyi ama seçmen hangi partiye neden oy vermesi konusunda nasıl ikna edilecek, sandık başına gitmeye nasıl ikna edilecek?
Bu kitap bu tür sorulara ışık tutuyor. İşte sandıktan zaferle çıkmanın yolları