Dünyayı o kadar kısa sürede ve mevcut ulaşım yollarıyla dolaşmak, sadece imkânsız değildi,
aynı zamanda çılgınlıktı.
Reform Kulübü'nde talihsiz bir gecede, Phileas Fogg hiç düşünmeden sadece seksen günde
dünyayı dolaşacağına dair arkadaşlarıyla bahse girer ve bahsi kazanmaya niyetlidir. Günlük
hayatının her zamanki düzenini bozan mesafeli İngiliz beyefendisi, Passepartout isimli asabi
Fransız uşağıyla birlikte derhal Dover'a doğru yola çıkar. Trenle, buharlı gemiyle, yelkenli
gemiyle, kızakla ve hatta bir fille seyahat e
derek, fırtınaları, adam kaçırmaları, doğal afetleri,
Siu saldırılarını ve Fogg'un İngiltere Bankası'nı soyduğuna inanan inatçı Scotland Yard dedektifi
Fix'i atlatmaları ve olağanüstü bahsi kazanmaları gerekmektedir. Seksen Günde Devriâlem,
basıldığı anda okuyucuları fethetmiş; keşifleri, maceraları ve zamana karşı heyecanlı bir yarışı
birleştirerek geçmişten günümüze değerini koruyan eserlerden biri olarak kalmayı başarmıştır.