Yerler eskiden kalma motor yağıyla kaplıydı. Variller, boş kutular ve ellili yıllardan kalma lastikleri sökülmüş, döküntü durumdaki bir Chevrolet duruyordu kenarda. Yıllardır kullanılmıyordu, ama hâlâ benzin, üstübeç, tutkal ve tebeşir tozu kokuyordu tamirhane. Hunter en geç bir saat sonra Morgan Pearceın burada olacağını biliyordu. Bu bir ölüm buluşmasıydı, Hunterın bundan hiç şüphesi yoktu.
İngiltere ve Rusyada üst düzey bürokratların organize ettiği, dünyanın kaderini değiştirecek illegal bir örgüt, faaliyetlerini gizlice yürütüp kendisine yandaş toplarken yeni bir dünya savaşının tohumlarını atıyorlardı. Örgütün yolunu kesmeye çalışanlar bir bir yok ediliyordu.
Gary Hunterın, İstanbulda somut delillere ulaşıp önce kendi başbakanı ardından dünyaya bu örgütlenmeyi duyurmasına ramak kalmıştı ki infazına karar veren örgüt profesyonel bir katil gönderdi. Türk istihbaratı İstanbuldaki sıradışı buluşmaları fark ettiğinde olaylara müdahil olarak olayın seyrini değiştirdi.
Polisiye ve gerilim usta kalemi Osman Aysu bu kez uluslararası bir örgütlenmenin şifrelerini gözerken soluksuz bir heyecana sürüklüyor.