Silahlı bir adamın, karısını ve oğlunu rehin aldığı ihbar edilir. Komşular silah sesleri duyar.
Evden gürültüler gelmektedir. Boston Emniyet Teşkilatı ayaktadır. Olay yerine ilk gelen keskin
nişancı Bobby Dodge'un tek başına namlunun arkasından seyrettiği, sıradan bir karı-koca kavgası mı, yoksa ustaca tezgâhlanmış bir oyun mudur? Öfkeli kocanın parmağı tetikte kenetlenmişken memur Dodge'un karar vermek için zamanı daralmaktadır. Güzel, alımlı ve tehlikeli Catherine Rose Gagnon için bu ilk kâbus değildir. Yirmi beş yıl önce, henüz küçük bir kızken acımasız bir sapık tarafından kaçırılmış ve toprağın altında kâbus dolu bir ay geçirmiştir. Şimdiyse kocası gözlerinin önünde öldürülmüştür. Üstelik bütün gücünü ve bağlantılarını kullanmaya hazır olan kayınpederi Yargıç Gagnon, oğlunun ölümünden dolayı Catherine'i suçlamaktadır. Etrafındaki çember gittikçe daralan Catherine akıntıya karşı tutunacak bir dal aramaktadır. Bay Bosu, işlediği korkunç suçlar yüzünden yattığı yüksek güvenlikli hapishanede geçirdiği yalnızlık dolu yıllardan sonra hayatta kalmayı başarmıştır. O artık özgür bir insandır. Kimsenin adını, sanını bilmediği, bütün dünyanın unuttuğu bir adam. Onun unutmadığı tek şey ise intikamdır. Yıllar süren zorlu eğitim, gecesi gündüzü belli olmayan bir hayat, aileye ve aşka yer kalmayan bir dünya. Ve bütün bunlar tek bir atış içindir. Namlu henüz soğukken yapılacak tek bir atış. Bir kurbanın başına silah dayalıyken keskin nişancının yaralama ya da sakat bırakma lüksü yoktur.
Bir can kurtarmak için bir can alırsınız...
Ve bedelini bir ömür boyu ödersiniz...