Türkiye´nin Özallı yıllardaki tercihi netti. Rotası belliydi: Batılı demokrasilerle bütünleşmek ve 2000´li yılların büyük devleti olmak... Sessiz bir ihtilalin adımları atıldı onun döneminde... Ya ondan sonrası? Özal döneminin sonunu bizzat onun mirasçısı olduğunu söyleyenler getirdi. Gelişme, değişik ve büyük devlet olma hayallerinin önüne set çekildi. Geçmişte her şey öyle heyecan vericiydi ki... Oysa bugün, en önemli şey olan umudumuzu, hayallerimizi, vizyonumuzu yitirdik...
-Hayrullah Mahmud-
Turgut Özal´a çok muhalefet ettiler. Onun yaptıklarının doğru olduğunu bile bile, sırf muhalefet için O ne söylüyorsa tam tersini söylediler. Hakkında söylenenlere çok üzülüyordu. Cumhurbaşkanı olduktan sonra politikayı bırakmayı hiç düşünmedi. Yeni kuracağı partinin tüm hazırlıklarını yapmıştı. Tekrar geri dönecekti politikaya. Şimdiye kadar suskunluğumu bozmadım. Hiç konuşmadım. Ben Allah´ın adaletine inanıyorum. Turgut Özal´ın ehemmiyeti gün geçtikçe daha çok anlaşılacaktır.
-Semra Özal-
En çok küfredilen siyasetçiydi Özal. Çünkü başta ekonomi olmak üzere, hiçbir alanda dünya sistemiyle uyumlu olmayan bu düzeni ortadan kaldırmak istiyordu. Ona küfretmeyeceksiniz de, kime küfredeceksiniz? Tabii nereden baktığınıza bağlı. Şöyle de diyebilirdim: Onu sevmeyeceksiniz de kimi seveceksiniz? Hayrullah Mahmud´un çalışmasını bu açıdan da okuyup her satırında kendinize sorabilirsiniz: Özal´a göre ben nerede duruyorum?
-Emre Aköz-
(Arka Kapak)