Şeytan bir gün, aralarında kocaman bir siyah kedi ile çırılçıplak bir cadının da bulunduğu yardımcılarının eşliğinde Moskovaya iner. Moskovalıları gözlemleyecek, insanlığın değişip değişmediğini anlayacaktır. Kullanıldıktan sonra şampanya etiketlerine dönüşen banknotlar dağıttıktan, çeşitli insanlara ne zaman ve nasıl öleceklerini bildirdikten, ihtişamlı bir de balo verdikten sonra ayrıldığındaysa, ardında tıka basa dolu akıl hastaneleri ile şehri ele geçiren düzensizlik karşısında ne yapacağını şaşırmış yetkililer bırakır. Şeytanın cazibesine kapılmayanlarsa sadece hayatını gerçeğe adamış olan Üstat ile hayatını Üstata adamış olan Margaritadır.
Gel peşimden, ey okur! Kim söyledi sana yeryuzunde gerçek, sadık, sonsuz aşk olmadığını? O yalancının iğrenç dilini kessinler! diyor anlatıcı Üstat ile Margaritada. Gel peşimden, ey okurum ve sadece benim peşimden gel, ben sana böyle bir aşk göstereceğim!
20. yüzyılın en önemli yazarlarından Mihail Bulgakov, gerçekten de aşkı, büyüyü, inancın gücünü, en önemlisi de gerçeği seriyor okurun gözlerinin önüne. Başyapıtı Üstat ile Margarita, şimdi ilk defa özgün dilinden yapılan çeviriyle Türkçe okurlarını da bu tüyler ürpertici yolculuğa katılmaya çağırıyor.