John Cheever büyülü bir realist. Göz kamaştıran öyküleri ve eşsiz romanlarındaki üslup, savaş sonrası Amerikan edebiyatının diğer tüm önemli yazarlarında olduğu gibi zengin ve özgün. PHILIP ROTH
Cheever'ın New England'da geçen ilkgençliğinden esinlenen Wapshot Kayıtları, küçük bir balıkçı kasabası olan St. Botolphs'ta yaşayan Wapshot ailesine odaklanır. Kendini ailenin reisi ve
denizlerin hâkimi olarak gören muhterem kaptan Leander
Wapshot, kararlı ve ödünvermez eşi Sarah, hovarda büyük oğlu Moses, maceracı küçük kardeş Coverly ve gözüpek, eksantrik halaları Honora...
İnsan ruhundaki ikiliğe, karakterlerin topluma sunduğu personalar ile içten içe çürümüşlükleri arasındaki uyumsuzluğa odaklanan Cheever dünyasında, kaybolan bir geçmişe duyulan özlem ince ve dinmeyen bir sızı gibidir. Wapshot ailesinin fertleri bu hem komik hem trajik öyküleriyle hayatla mücadele etmeye ve kimi zaman yenilseler dahi, yaşama olan tutkularını asla yitirmemeye ant içmiş gibidirler.
Amerikan banliyölerinin Çehov'u' olarak anılan Cheever, ilk romanı Wapshot Kayıtları'nın yayınlandığı 1957'de çoktan, harika öykülerin yazarı olarak nam salmıştı. Kitap, 1958 yılında Ulusal Kitap Ödülü'nü kazandığındaysa usta bir romancı olduğu da kanıtlanmış oldu. 1979 yılında Pulitzer ve Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği ödüllerine layık görülen Cheever, 20. yüzyılın en önemli öykücülerinden biri olarak kabul ediliyor.
Pek çok kişi banliyö üzerine yazdı, fakat sadece Cheever ondan bir arketip yarattı.
JOHN UPDIKE