Amerikada bugün, Paul Kemprecos kadar esrarengiz roman yazan bir yazar daha yoktur.
Clive Cussler
Cod burnu açıklarında, Japonyalı bir tuna balığı avcısı, kendisinin olmayan bir teknede göğsünden vurulmuş bir şekilde ölü olarak bulunur. Ölen adamın büyükbabası, torununu öldürenleri bulması için özel dedektif Aristotle Soc Socraidesi tutmak ister. Soc, bu işi için biçilmiş kaftandır; çünkü aynı zamanda gününün bir bölümünü de balıkçılık yaparak geçiriyordur. Bunun yanında, büyük baba, Socun bu sıralar gerçekten paraya ihtiyacı olduğunu biliyordur; çünkü kırık dökük olan teknesini tamir ettirmesi gerekmektedir. Bu yüzden yaşlı adam, Socun işi kabul edeceğinden emindir. Yaşlı adamın bu kadar çok şeyi bilmesi Socu tedirgin eder. Fakat paraya ihtiyacı olmasından dolayı işi kabul eder. Katili aramaya koyularak başladığı iş, sonraları bir-buçuk tonluk tuna balıklarını avlayan bir örgüte ulaşmasıyla değişir. Avcılar Paul Kemprecosun ödüllü polis müfettişine göre, küçük çaplı, birbirlerine sıkıca bağlı bir örgüttür, fakat yakaladıkları tek bir tuna balığı yaklaşık yirmibin dolar civarında bir değere sahip olduğu için, bu parayı gören her insanı şeytanın fısıldadıklarına kulak verebileceğine karar verir.